Çin ekonomisi, 2024 yılının ikinci çeyreğinde beklenenden daha güçlü bir büyüme kaydederek yüzde 6,5 oranında bir artış gösterdi. Bu gelişme, ülkedeki ekonomik toparlanmanın hızlandığını ve piyasalardaki güvenin yeniden tesis edildiğini gösteriyor. Analistler, bu büyümenin arkasındaki temel etkenlerin güçlü iç talep ve artan yatırım harcamaları olduğunu belirtiyor.
Çin’in yıllık büyüme hedefi, hükümet tarafından yüzde 5,0 olarak belirlenmişti. Ancak, son verilere göre, ülkedeki sanayi üretimi ve hizmet sektöründe yaşanan toparlanma, büyümenin beklenenden daha yüksek gerçekleşmesine yol açtı. Özellikle, inşaat ve sanayi sektöründeki yatırımların artması, ekonomideki büyümeyi destekleyen önemli faktörler arasında yer aldı.
Yılın ilk çeyreğinde yaşanan ekonomik durgunluğun ardından, ikinci çeyrekte kaydedilen bu büyüme, Çin hükümetinin aldığı teşvik tedbirlerinin ve mali desteklerin etkili olduğunu kanıtlar nitelikte. Hükümet, özellikle altyapı yatırımlarını artırarak ekonomiyi canlandırma yoluna gitmişti. Bu bağlamda, ulaşım, enerji ve dijital altyapı gibi alanlarda yapılan yatırımlar, ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkiledi.
Tüketici harcamalarının da bu dönemde artış göstermesi, büyümeye katkı sağladı. Pandemi sonrası dönemde, halkın harcama isteğinin artması ve tüketici güveninin yeniden kazanılması, ekonomideki canlılığı artırdı. Çin’deki perakende satışlarının, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 8 oranında bir artış göstermesi, tüketici talebinin güçlendiğine işaret ediyor.
Ancak, bazı ekonomistler, bu büyümenin sürdürülebilir olup olmadığı konusunda temkinli yaklaşıyor. Yüksek borç seviyeleri ve potansiyel dış ekonomik baskılar, uzun vadede büyüme üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Ayrıca, global enflasyonist baskılar ve tedarik zinciri sorunları, Çin’in dış ticaretinde de zorluklar çıkarabilir.
Sonuç olarak, Çin ekonomisinde gerçekleşen yüzde 6,5’lik büyüme, piyasalarda olumlu karşılanırken, hükümetin atacağı adımlar ve global ekonomik koşullar, gelecekteki büyüme performansını belirleyecek. Ekonomistler, Çin’in büyüme hedeflerini sürdürebilmesi için yapısal reformlara ve iç talebi destekleyici politikalara ihtiyaç duyduğunu vurguluyor. Bu gelişmeler, hem yerel hem de uluslararası yatırımcılar için önemli bir izleme konusu olacak.