Türkiye’de ticari gayrimenkul piyasasında yaşanan gelişmeler, ekonomistler ve iş dünyası temsilcileri arasında geniş yankı uyandırdı. Son dönemlerde dükkan ve ofis fiyatlarında gözlenen yükseliş, enflasyon oranlarının gerisinde kaldı. Bu durum, yatırımcıların ve işletmelerin beklentilerini yeniden gözden geçirmesine neden oluyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, son altı ay içinde dükkan fiyatlarında %15, ofis fiyatlarında ise %12’lik artış yaşandı. Ancak aynı dönemde enflasyon oranı %20 seviyesine ulaşarak, ticari gayrimenkul fiyatlarındaki artışın reel anlamda geride kalmasına sebep oldu. Ekonomistler, bu farkın işletmelerin maliyetlerini ve yatırım kararlarını nasıl etkilediği konusunda çeşitli görüşler sunuyor.
Ekonomi Bakanlığı’ndan bir yetkili, “Konut piyasasındaki artışlar kadar ticari gayrimenkul fiyatlarında da yükseliş gözlemlense de, enflasyonun yüksek seyri bu artışları gölgede bırakıyor” şeklinde konuştu. Bu açıklama, ticari gayrimenkullere olan talebin enflasyon karşısında nasıl şekillendiğine ışık tutuyor.
Gayrimenkul uzmanı Ayşe Yılmaz, “Yüksek enflasyon, işletmelerin kira ödemelerini artırırken, aynı zamanda satın alma gücünü de azaltıyor. Bu durum, ticari gayrimenkullere yatırım yapmayı daha az cazip hale getiriyor” dedi. Yılmaz, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin bu artışlardan en çok etkilendiğini belirtti.
Piyasa analistleri, gelecekte ticari gayrimenkul fiyatlarının enflasyonla daha uyumlu bir seyir izlemesi gerektiğini savunuyor. Uzun vadede, ekonomik istikrarın sağlanması durumunda, dükkan ve ofis fiyatlarında daha dengeli bir artış bekleniyor. Ancak kısa vadede, yüksek enflasyonun etkisi devam edebilir.
İş dünyası temsilcileri ise, ticari gayrimenkul alım satımlarında temkinli adımlar atmaya başladıklarını ifade ediyor. Birçok işletme sahibi, kira artışlarının maliyetlerini dengeleyebilmek için alternatif çözümler arayışına girdi. Esnek ofis anlaşmaları ve paylaşımlı çalışma alanları, bu arayışın öne çıkan seçenekleri arasında yer alıyor.
Bankalar ve finans kurumları da ticari gayrimenkul finansmanında değişikliklere gidiyor. Artan faiz oranları ve kredi maliyetleri, işletmelerin yatırım planlarını etkilerken, bankalar daha temkinli kredi verme politikaları uygulamaya başladı. Bu durum, ticari gayrimenkul piyasasında likidite sıkışıklığına yol açabilir.
Sonuç olarak, dükkan ve ofis fiyatlarındaki nominal artışların enflasyon karşısında yetersiz kalması, ticari gayrimenkul piyasasında yeni stratejilerin geliştirilmesini gerektiriyor. İşletmelerin maliyetlerini yönetme ve yatırım kararlarını optimize etme konusunda daha dikkatli hareket etmeleri bekleniyor.